Kafkaslardan Anadolu’ya açılan bir kapı niteliğindeki Kars, binlerce yıl boyunca pek çok uygarlığın izini taşıyan kadim bir yerleşim merkezi olmuştur. Zengin tarihî ve kültürel mirasıyla bu antik şehir, İpek Yolu’nun önemli noktalarından biri olarak, birçok medeniyetin kesişme noktasında yer almıştır.

Bölgedeki bu yoğun tarihî ve arkeolojik yerleşimlerden ortaya çıkan taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının korunması amacıyla ilk adım 1959 yılında atılmıştır. O dönemde Vilayet Konağı'nda bir Müze Memurluğu kurulmuş ve bölgede toplanan eserler burada muhafaza edilmeye başlanmıştır. Kümbet Camii olarak da bilinen “Havariler Kilisesi”, tarihî eserlerin sayısındaki artış nedeniyle 1964-1978 yılları arasında müzeye dönüştürmüş ve bu eserlere ev sahipliği yapmaya başlamıştır.

Kars’ın zengin kültürel mirası son olarak, 1978 yılında İstasyon Mahallesi'nde inşa edilen modern müze binasında toplanmıştır. Bu çağdaş müze, 1981 yılında kapılarını ziyaretçilere açmış ve günümüzde arkeolojik, etnografik ve taş eserlerin sergilendiği önemli müzelerimiz arasında yerini almıştır. Modern Kars Müzesi, tarihin derinliklerinden gelen eserleriyle, ziyaretçilerini Kars’ın büyüleyici geçmişine bir yolculuğa çıkarmaktadır.