Şifrenizi mi Unuttunuz?
Hesabınıza yeniden girebilmeniz için e-mail adresinize yeni şifrenizi göndereceğiz.
HIZLI MENÜ
Ani Ebu’l Muammeran Cami +

Ani Örenyeri’nin mistik atmosferinde, tarihin sessiz tanığı olarak ayakta kalan Ebü’l Muammeran Cami, Selçuklu dönemine ait mimarî izleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir. Şehrin merkezinden geçen Aslanlı Kapı'dan başlayan çarşı yolunun ortasında yer alan bu cami, Ani'de halen varlığını sürdüren önemli İslamî yapılar arasında yer almaktadır.

Ebü’l Muammeran Cami'nin inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak vaktiyle minare gövdesinde bulunan ve 1199 tarihli Farsça bir ferman içeren kitabe, bu yapının 12. yüzyılda Büyük Selçuklular tarafından inşa edildiğini düşündürmektedir. Selçuklu mimarisine ait izler taşıyan bu cami, dönemin ihtişamını ve sanatsal zarafetini yansıtır.

Bugün camiden geriye yalnızca temel seviyesinde kalıntılar kalmıştır. Bu nedenle caminin tam olarak nasıl bir plan ve mimarî yapıya sahip olduğu hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak mevcut kalıntılar, caminin doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olduğunu göstermektedir.

Caminin minaresi, Ani'deki Ebû'l Manuçehr Cami'nin sekizgen minaresine benzer mimarî özellikler sergiler. Kuzeydoğu köşede yer alan ve günümüzde kısmen yıkılmış olan minare, kare kaide üzerinde yükselen sekizgen gövdelidir. Bu karakteristik Selçuklu minare tarzı, döneminin sanatsal ve mimarî inceliklerini taşır.

Caminin batısında yer alan kare planlı bir kümbet, yapının mimarî bütünlüğünü tamamlayan bir diğer önemli unsurdur. Bu kümbet, muhtemelen dönemin önemli kişilerine ait bir mezar yapısı olup, İslam mimarisinde sıkça rastlanan türbe ve cami birlikteliğini yansıtır.

Ani Örenyeri'ni ziyaret edenler için Ebü’l Muammeran Cami, Selçuklu döneminin İslam mimarisi ve Anadolu’daki ilk cami örneklerinden birini keşfetmek adına büyüleyici bir duraktır. Caminin, Ebû'l Manuçehr Cami ile mimarî benzerlikler taşıması, Ani’nin İslamî kimliğini ve Selçuklu mimarisinin bu bölgedeki etkisini anlamak isteyenler için önemli ipuçları sunar.

Caminin kalıntıları arasında dolaşan ziyaretçiler, geçmişin ihtişamını ve derin maneviyatını hisseder. Minarenin kısmen yıkılmış gövdesi ve kümbet kalıntıları, zamanın durdurulamaz akışına rağmen ayakta kalmayı başarmış birer tanık niteliğindedir.

Ebü’l Muammeran Cami, bir ibadet yeri olmanın ötesinde, Selçuklu sanatı ve mimarisinin Anadolu’daki nadir örneklerinden biri olarak öne çıkar. Tarihsel derinliği ve mimarî detaylarıyla ziyaretçilerini büyüleyen bu cami, geçmişin sessiz fısıltılarını bugüne taşıyan bir yapı olarak Ani’nin zengin kültürel mirasının bir parçasıdır.

Ziyaretçileri büyüleyen doğal manzaralar ve tarih kokan atmosferiyle Ebü’l Muammeran Cami, Ani Örenyeri'nde unutulmaz bir keşif noktası olarak karşınıza çıkar. Geçmişin izlerini süren her tarih ve mimarî meraklısı için bu büyüleyici cami, Selçuklu döneminin sanat ve inanç dünyasına açılan bir kapı niteliğindedir.