
Menü
Kars'ı Tanıyalım
Yararlı Bilgiler
Gizlilik
Doğunun Hazinesi: Kars Rotası
Tarihi dokusu, eşsiz doğası ve zengin kültürüyle Kars, "Doğunun Hazinesi Kars Rotası" ile ziyaretçilerini büyüleyici bir keşfe davet ediyor. Bu rota, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Ani Harabeleri’nden başlayarak, Kars Kalesi’nin ihtişamına, Baltık mimarisinin zarif örnekleriyle süslü sokaklarına ve Çıldır Gölü’nün huzur veren manzarasına uzanıyor.
Kışın bembeyaz bir masala dönüşen Sarıkamış ormanlarında kayak keyfi yapabilir, yöresel lezzetlerden Kars kaşarı ve kaz etiyle damaklarınızı şenlendirebilirsiniz. Ayrıca, rotanın her köşesinde bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetme fırsatı bulabilirsiniz. Doğu Anadolu’nun saklı hazinesi olan Kars, bu özel rota ile sizi benzersiz bir maceraya çağırıyor.
Ani’nin kuzeyini çevreleyen surlar, ilk olarak 986 yılında Bagratlı Emiri II. Simbat tarafından yaptırılmıştır. 1064 yılındaki Selçuklu fethi esnasında zarar gören surlar, bu tarihlerde Sultan Alparslan’ın emriyle Ebu’l Menûçehr tarafından yeniden inşa edilmiştir. Buna dair dört satırlık kûfi hatlı kitabe Aslanlı Kapı’da bulunmaktadır. Ayrıca buraya bir de Büyük Selçuklu Devleti’ni temsilen bir aslan kabartması yerleştirilmiştir. Surların doğusundaki burçlarda ise ejder ve boğadan oluşan hayvan figürlü süslemeler bulunmaktadır. 1160 yılında, Selçuklular tarafından Emîr Mahmud oğlu V. Fazlûn tarafından batıdaki burçlarda onarımlar yapılmıştır. Surlar; daha korunaksız olan kuzey cephede çift katlı, diğer yönlerde ise tek katlı olarak inşa edilmiştir. Surlar üzerinde açılan kapılar şunlardır: Aslanlı Kapı, Çifte Beden Kapısı (Kars Kapı), Eğribucak Kapısı (Uğrun Kapı), Hıdırellez Kapısı (Satrançlı Kapı), Acem Ağılı Kapısı, Mığmığ Deresi Kapısı, Bağ Sekisi Kapısı ve Dvin Kapı.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAziz Arak’elots Kilisesi ile Gürcü Kilisesi arasında yer alan yapının ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak 1-4. yüzyıllar arasında inşa edilmiş bir ateş tapınağı olduğu düşünülmektedir. Kare planlı ve baldaken düzenlemelidir. Doğusundaki yarım yuvarlak planlı apsis, tapınağın Bagratunîlerle birlikte şapel olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin kuzeybatısında, Bostanlar Deresi’ne bakan yamaçta sarp bir kayalık üzerine kurulan sarayın kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak plan, mimari ve süsleme özelliklerinden hareketle, 11. yüzyılın ikinci yarısı veya 12. yüzyılda Büyük Selçuklular devrinde yaptırıldığı tahmin edilmektedir. İç avlulu ve eyvanlı bir plan şemasında olan sarayın en gösterişli cephesi doğu cephesidir. Buradaki taçkapı sekiz köşeli yıldız motifleriyle süslenmiştir. İç avlusu yaklaşık kare planlıdır. Batısında eyvan, kuzey ve güneyinde ise diğer odalar bulunmaktadır. Avlunun doğusunda Selçuklu geometrik motifleriyle süslenmiş sivri kemerli çeşme nişi yer almaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin batısındaki Bostanlar Deresi’ne hâkim bir noktada bulunan kilisenin kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak 994 ve 1040 tarihli diğer kitabelerden hareketle 10. yüzyılın sonlarında inşa edildiği düşünülmektedir. Dıştan onikigen gövdeli olan kilise, sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. İçten ise altı yapraklı yonca planlıdır. Güney cephe duvarında oyma tekniği ile yapılmış bir güneş saati dikkati çekmektedir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin kuzeybatısında bulunan kilise, kazılardan bulunan kitabe parçalarına göre 995-1001 yılları arasında I. Gagik tarafından yaptırılmıştır. Mimarının Tridat olduğu tahmin edilmektedir. Dıştan rotond planlı olan yapı, içten dört yapraklı yonca planlıdır. Günümüzde kalıntı halde olan kilisenin dış beden duvarlarının bir kısmı ile kısmen naos mekânındaki bazı taşıyıcıları ayaktadır. Nikolai Yakovleviç Marr tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında I. Gagik’in İslami kıyafetler içerisinde resmedilmiş bir heykeli bulunmuştur.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni Örenyeri’nde, Aşot Surları’nın hemen kuzeyinde, Arpaçay’a hâkim bir noktada bulunan cami; günümüzde kayıp olan batı cephesindeki kitabeye göre Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah (1072-1092)’ın emriyle Ebu’l Menûçehr tarafından yaptırılmıştır. Cami, kümbet ve çeşmesiyle birlikte külliye niteliği taşımaktadır. Derinlemesine üç sahınlı bir plan tipine sahiptir. Her sahnın üzeri karelere bölünmüş ve tonozlarla kapatılmıştır. Mihrap önü özel bir tonozla vurgulanmıştır. İç avluludur. Kuzeybatı köşesinde kare kaide üzerinde yükselen sekizgen gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Anadolu’da Türklerin inşa ettiği ilk cami olarak bilinmektedir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin güneyinde, Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay üzerindeki köprünün kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak kalan mimari izlerinden hareketle sivri kemerli ve tek gözlü olduğu ve 11. yüzyılın ikinci yarısı veya 12. yüzyılda Büyük Selçuklular eliyle inşa edildiği tahmin edilmektedir. Günümüzde yıkılmış olan köprünün bir ayağı Türkiye, diğer ayağı ise Ermenistan tarafındadır. Köprü kemer açıklığı yaklaşık 35 m’yi bulmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin güneyinde, Arpaçay’a yakın bir konumda bulunan manastırın kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak kaynaklarda belirtilen ve burada yazıldığı iddia edilen bir el yazmasından hareketle, 13. yüzyılda Ani’li tüccar Tigran Honentz tarafından yaptırılmıştır. Yüksek duvarlarla çevrili manastırın ana yapısı olan kilise altı yapraklı yonca planlıdır. Batısında gavit, güneyinde ise şapeli bulunmaktadır. Kilisenin cephelerinde bitkisel ve geometrik süslemeler yanı sıra figürlü kabartmalar da bulunmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKitabesi bulunmadığından köşkün ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Bazı kaynaklarda, 1896 yılında Rus Çarı II. Nikolay’ın eşi Katherina için yaptırıldığı söylense de bunu kanıtlayacak herhangi bir belge yoktur. Zira II. Nikolay’ın Katherina adında ne bir eşi ne de kızı vardır. Rus Çariçeleri I. Katherine ile II. Katherina’nn yaşadığı dönemler ise işgal zamanına denk gelmemektedir. Dolayısıyla, köşkün 1878-1918 yılları arasındaki bir dönemde ya doğrudan Çar veya yerel yöneticiler ya da kentte yaşayan zengin bir tüccar tarafından yaptırılmış olabileceği düşünülmektedir. Köşk, taştan yapılmış bodrum kat üzerine ahşap çantı sistemiyle inşa edilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Üçü dikey, ikisi yatay hat olmak üzere beş bölüm halindedir. Sarıkamış’ı seyreden kuzey cephesi, orta bölümdeki öne taşırılan giriş düzenlemesiyle farklılık arz etmektedir. Merdivenle ulaşılan giriş, bodur sütunlarla taşınan üçgen alınlıklı bir sundurmaya sahiptir. Giriş bloğu kesme taş malzemelidir. Yuvarlak kemerli iki penceresi vardır ve üçgen bir çatıyla kapatılmıştır. Köşkün ahşaptan yapılmış yan blokları da öne doğru taşırılmıştır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin güneyinde, Arpaçay’ın üst düzlüğünde yer alan katedralin temeli 987 yılında II. Simbat tarafından atılmış ve 1010 yılında I. Gagik’in eşi Kadramide tarafından tamamlanmıştır. Mimari Tridat’dır. 1064 yılındaki Selçuklu fethiyle birlikte kubbesindeki haç indirilmiş ve Sultan Alparslan tarafından Ahlat’tan getirilen altın hilalle değiştirilerek fetih hakkı olarak camiye dönüştürülmüştür. Katedral, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen şekilli ve kubbeli bazilikal plandadır. Üç neflidir. Katedralin cephelerinde kabartma tekniğinde işlenmiş geometrik ve bitkisel motiflerin yanı sıra güney cephesinde kartal figürleri bulunmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin güneydoğusundaki surlara yakın bir noktaya konumlandırılan Aziz P’rkitch Kilisesi, kitabesine göre Bagratunî Hanedanlığı’nın son dönemlerinde Prens Ebu’l Garip Pehluvani tarafından 1036 yılında yaptırılmıştır. 1131-1132 yılındaki depremden zarar görmüştür. Büyük Selçuklu yönetimindeki 1193 yılında Emîr Mahmud oğlu Sultan tarafından jamatun eklenmiştir. 1227 yılında ise çan kulesi yapılmıştır. 1342 yılında Prens Vahram Zakarid eliyle Mimar Vasil tarafından kubbesi onarılmıştır. Kilise, dıştan ondkuzgen planlıdır. İçten ise sekiz apsise sahiptir. 1930’lu yıllarda yıldırım düşmesi sonucu ortadan ikiye bölünmüştür.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKaleiçi Mahallesi’nde, Kars Kalesi’nin güney eteklerinde bulunmaktadır. Beylerbeyi Sarayı, 1579 yılındaki büyük imar faaliyetleri esnasında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış ve 19. yüzyıl sonlarına kadar da aktif olarak kullanılmıştır. Rus işgali esnasında atıl duruma düşmüş ve zamanla metruk hale gelmiştir. 2017 yılında Kars Müzesi tarafından saray ve etrafında kazı çalışmaları yapılmış ve batısında temel seviyesinde saraya ait müştemilatlar ortaya çıkarılmıştır. Restorasyonu yapılan saray yapısı günümüzde otel olarak kullanılmaktadır. Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir alanı kapsayan saray, bodrum kat üzerine iki katlı olarak tasarlanmıştır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKaleiçi Mahallesi’nde, Evliya Camii’nin doğusundaki büyük meydanda bulunmaktadır. Yapı orijinal haliyle 932-937 tarihleri arasında Bagratlı Emiri Abas tarafından Hz. İsa’nın on iki havarisine atfen yaptırılmış bir kilisedir. Düzgün kesme bazalt taş malzeme ile inşa edilen yapı, merkezi kubbeli ve yonca planlıdır. Kubbe kasnağının dış yüzeylerinde on iki havariyi simgeleyen insan rölyefleri bulunur. Kilise 1064 yılında Selçukluların Kars’ı fethetmelerinden sonra camiye çevrilmiştir. Rus işgali sonrası tekrar kiliseye çevrilen yapı, 1969-1980 yılları arasında müze binası olarak kullanılmıştır. 1994 yılında Kümbet Camii olarak tekrar ibadethane özelliği kazanan yapı, 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilmiştir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKaleiçi Mahallesi’ndeki Eski Saray Sokak’ta, Evliya Camii’nin yaklaşık 50 m kadar kuzeydoğusunda bulunan Ulu Camii, kuzey cephesindeki kitabelere göre 1579 yılında Sultan III. Murad zamanında inşa ettirilmiştir. Cami, Sultan I. İbrahim döneminde 1643 yılında Kars Beylerbeyi Dilaver Paşa eliyle onarım görmüştür. 1773 yılında da Hacı İbrahim adlı bir kişi tarafından yeniden tamir edilmiştir. 1878-1918 yılları arasındaki Rus işgalinde silah deposu olarak kullanılmış ve 1918 yılında Ermeniler tarafından yakılmıştır. 1997 ve 2009 yıllarında onarımlar görerek tamamen yenilenmiştir. Cami, orijinal haliyle kareye yakın dikdörtgen planlı, ahşap destekli ve düz dam ile örtülü iken son onarımlarda tamamen yenilenmiş ve kubbeli hale getirilmiştir. Günümüze sadece cephe duvarlarından birkaç bölüm ve mihrabı gelebilmiştir. Kesme taş malzemeli mihrap nişi, dikdörtgen bir çerçeve içerisinde sivri kemer formludur.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKaleiçi Mahallesi, Âşık Murat Çobanoğlu Caddesi’nde bulunan caminin kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte, o dönem harap olan caminin yerine 1579 yılında Sultan III. Murad döneminde Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1617 yılında Sadrazam Mehmed Paşa tarafından tekrar onarım görmüştür. 1997 yılında minaresi haricinde tamamen yıkılarak özgün olmayan bir biçimde yeniden inşa edilmiştir. Camiden günümüze özgün olarak ulaşabilen minaresi kahverengi düzgün kesme taş malzemedendir. Kare kaideli, sekizgen pabuçluklu, silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir forma sahiptir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKaleiçi Mahallesi Saray Yolu Sokak’ta Evliya Camii’nin güneydoğusuna konumlanan türbe, güney cephesindeki kitabelere göre 1579 yılında Sultan III. Murad zamanında inşa edilmiştir. 1604 yılında Safeviler tarafından yıkılmış ve bunun üzerine 1617 yılında Sadrazam Mehmed Paşa’nın emriyle Derviş Mehmed adlı bir hayırsever tarafından yeniden inşa edilmiştir. 1878-1918 yılları arasındaki Rus işgali ve 1918 yılındaki Ermeni katliamlarında büyük tahribata uğrayan yapı, 1998’de onarım görerek tamamen yenilenmiştir. Kare planlı, üzeri kubbe ile örtülü türbeye güneyinden açılan bir giriş mekânından geçilmektedir. Türbeden günümüze özgün olarak sadece yapım ve onarım kitabeleri ulaşmıştır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKesin inşa tarihi bilinmeyen yapının 1878-1918 yıllarındaki Rus işgalinde karargâh binası olarak yaptırıldığı tahmin edilmektedir. 1934-1970 yılları arasında Süt Tozu Fabrikası olarak kullanılmıştır. Doğu-batı doğrultusundaki dikdörtgen planlı orta aks iki katlı, yan kanatlar tek katlı olarak inşa edilmiştir. Orta aksın güney yönde dışa taşıntı yapan bölümü ile “T” plan oluşturmuştur. Baltık mimari üslupta inşa edilen yapı oldukça sadedir. Düzgün kaliteli kesme taştan inşa edilen yapının kuzey ve güney cephelerinde dikdörtgen formlu, basık kemerli kilit taşları vurgulanmış kapı ve pencereler yer almaktadır. Yapının üst örtüsü tamamen yıkılmıştır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEAni’nin güneyinde, Arpaçay’ın üst düzlüğünde yer alan katedralin temeli 987 yılında II. Simbat tarafından atılmış ve 1010 yılında I. Gagik’in eşi Kadramide tarafından tamamlanmıştır. Mimari Tridat’dır. 1064 yılındaki Selçuklu fethiyle birlikte kubbesindeki haç indirilmiş ve Sultan Alparslan tarafından Ahlat’tan getirilen altın hilalle değiştirilerek fetih hakkı olarak camiye dönüştürülmüştür. Katedral, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen şekilli ve kubbeli bazilikal plandadır. Üç neflidir. Katedralin cephelerinde kabartma tekniğinde işlenmiş geometrik ve bitkisel motiflerin yanı sıra güney cephesinde kartal figürleri bulunmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKars ilindeki Tarihî Süvari Tabyası'nda 2022 yılında kurulan Türkiye'nin ilk tematik peynir müzesi, 1.100 metrekarelik alan ile peynir yapım sürecini adım adım keşfetmek isteyenler için pek çok bölüm sunmaktadır. Müzede gravyer yapımı, peynir salonu, video odası, yaylalardaki yaşam, ahır bölümü, süt dolu güğümler ve peynirin yapım sürecine dair detaylar ile temsilî Kars Tren Garı ve Kars Evleri gibi çeşitli alanlar da ziyaretçilere sunulmaktadır. Ayrıca Kars’ın zengin florasında bulunan ve peynirlerine benzersiz tatlar katan endemik çiçekler de tanıtılmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKonağın kesin inşa tarihi bilinmese de 19. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. 93 Harbi’nde Şark Cephesi Komutanı Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından kullanılmıştır. 2001 ve 2014 yıllarında onarım gören yapı, günümüzde Sanat Galerisi olarak faaliyet göstermektedir. Kareye yakın dikdörtgen bir plan şemasında olan konak iki katlıdır. Klasik Osmanlı konutları üslubunda ele alınmıştır. Giriş kapısının da bulunduğu güney cephesinin ikinci katındaki bitkisel süslemeli ahşap balkonu ile dikkat çekicidir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKitabesi bulunmadığından kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak plan, mimari ve süsleme özelliklerinden hareketle; kentin Rus işgaline girdiği dönemde, 1878-1918 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Tiyatro binası olarak tasarlandığı düşünülen yapı, 1923 yılından sonra Hükümet Binası olarak kullanılmış ve 1983 yılında yapılan onarımlarla Defterdarlık Binası olarak işlevlendirilmiştir. Bodrum katla birlikte üç katlı bir kuruluşa sahip olan yapının iç mekânı, çeşitli boyutlardaki servis mekânlarından oluşur. Binanın ana caddeye açılan kuzey ve güney cepheleri bosajlı duvar tekniğine sahiptir. Bu cephelerin köşe balkonları ve iyon başlıklı gömme sütunlarla dekore edilen yüzeyleri Neoklasizm üslubunun etkilerini taşır. Sokak dokusuna uygun bir şekilde köşeli olarak tasarlanan kuzeybatı köşesi, en üstte kemerli bir çıkmayla taçlandırılmıştır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLE19. yüzyıl sonları veya 20. yüzyılın başlarındaki Rus hâkimiyetinde inşa edilmiştir. 1980 yılındaki onarımdan sonra bir süre Kars Devlet Hastanesi olarak kullanılan yapı, günümüzde İl Sağlık Müdürlüğü’ne hizmet vermektedir. Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ana mekân ve buna kuzeydoğu köşeden eklemlenmiş “L” planlı yan mekândan oluşmaktadır. Bodrum kat üzerine üç katlıdır. Yapının ana caddeye açılan batı cephesi, en hareketli cephe konumundadır. Dikdörtgen formlu pencereleri, korint başlıklı gömme sütunları, bitkisel motifli süsleme kuşakları, rozet ve madalyonları ile bu bina; Barok, Art Nouveau ve Baltık üsluplarla kaynaşarak Anadolu’daki Eklektik üslubun önemli bir temsilcisini meydana getirmiştir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLE883 yılında inşa edilen yapı Kız Lisesi Binası olarak hizmet vermeye başlamıştır. 1903 yılında ikinci kat eklenmiş ve Rus Karargâh Binası olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilanına kadar Kız Lisesi binası olarak kullanılan yapı, 1923 yılından sonra Belediye Binası olarak hizmet vermiştir. 2005 yılında restore edilerek halen daha Kars Belediye Binası olarak kullanılmaktadır. Eğimli bir arazi üzerine “L” planlı olarak inşa edilen yapı bodrum kat üzerine iki katlıdır. Köşeye konumlandırılan yapının doğu ve güney cephesi anıtsal nitelikte olup Baltık mimari üslup özellikleri görülmektedir. Neo-Klasik üslupta düzenlenmiş olan cephelerde sütuncelerde iyon sütun başlıkları, pencerelerde Neo-Barok üslupta volütlü akantlardan oluşan kilit taşlarına yer verilmiştir. Giriş kapılarının üzerinde Art-Nouveau üslubunda yapılmış bitkisel bezemeli demir şebekeli balkonlar yer almaktadır. Ana giriş kapısının üzerinde Neo-Rönesans üslupta tasarlanmış olan alınlık yükselmektedir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEDönem mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan İsmet Paşa İlköğretim Okulu Binası, 1886-1888 yılları arasında Rus hâkimiyeti döneminde, Ermeni cemaati tarafından ilk, orta ve lise eğitimini kapsayacak şekilde okul olarak inşa edilmiştir. Kültür Bakanlığı tescil fişinde yapının askeri amaçlı kullanıldığına dair de bilgi yer almaktadır.
1920 yılından sonra Kazım Karabekir Paşa tarafından yetim erkek çocukları için Köy Yatılı Mektebi’ne dönüştürülmüştür. 1926 yılında İsmet Paşa İlk Öğretim Okulu ismini almış ve 1990-1991 yıllarında onarılmıştır.
Baltık mimarinin önemli temsilcilerinden olan bina, caddenin tam köşesine konumlandırılmış olup “U” plan şemasında inşa edilmiştir. Batı cephesi anıtsal nitelikte olup yan kanatları Neo-Klasik üslupta dışa taşıntılı olarak yapılmıştır. Her iki kanat da en üstte Ampir üsluptaki dişli frizler ve silmelerin taşıdığı kalkan duvar üzerinde yükselen ve Neo-Barok etkili kırık kemerlerden oluşan alınlık ile taçlandırılmıştır. Cephe, çatı kısmında kısa kuleler ile sonlandırılmıştır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEBaltık mimarisinin büyüleyici atmosferinin en keskin detaylarına sahip olan Serhat Kalkınma Ajansı Hizmet Binası'nın kesin inşa tarihi bilinmemekle beraber, yapının Rus işgali döneminde, 1878-1918 yılları arasında yaptırıldığı kabul edilmektedir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Kars Ordu Evi olarak kullanılan yapı, günümüzde Serhat Kalkınma Ajansı tarafından kullanılmaktadır. Dikdörtgen planlı ve iki katlı olarak inşa edilen yapı köşeye konumlandırılmıştır.
Doğu ve kuzey yöndeki cepheleri Baltık mimari üslup ve bezeme öğeleri ile düzenlenmiştir. Giriş kapısının önünde kesme taştan yapılmış payelere oturan yuvarlak kemerli ve kırma çatı ile kapatılmış sundurma yer almaktadır.
Binanın üst kat cephesi, Neo-Klasik üsluptaki iyon nizamında sütun başlıkları olan çifte sütuncelerle bölümlere ayrılmıştır. Burada Neo-Barok üslupta volütlü akantlardan oluşan kilit taşları ile vurgulanan dar ve geniş dikdörtgen pencerelere yer verilmiştir. Art-Nouveau üslubunda yapılmış kabartma bitkisel motiflerin işlendiği kartuşlar katları ayırmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEBina, giriş kapısı alınlığındaki kitabesine göre 1890 yılında inşa edilmiştir. 1923 yılından sonra Ticaret Borsası Binası olarak hizmet vermiştir. 1999 yılında restore edilmiştir. Günümüzde konut olarak kullanılmaktadır. Bina, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve tek katlıdır. İç mekân küçük bir hole açılan ve bu holden geçilen büyük bir salonun etrafında sıralanan birimlerden oluşmaktadır. Baltık mimarisinin önemli temsilcilerinden olan yapının batıya bakan cephesi eklektik üslupta tasarlanmıştır. Kuzey yöndeki yuvarlak kemerli büyük bahçe kapısı silmelerle vurgulanan üçgen alınlıkla sonlandırılmıştır. Ana giriş kapısının üzerinde yer alan alınlık kısmında Neo-Barok üsluptaki volütlü kemerler ve Neo-Klasik üsluptaki kasetler ile oluşturulan alınlık kısmında ise Ampir üslupta yapılmış perde motifleri ve inşa kitabesi mevcuttur. Cephe, saçak kısmında Ampir üsluptaki dişli frizlerle vurgulanarak bezemeli geniş bir parapetle sonlandırılmıştır. Doğu cephede ahşap bezemeli sundurma bulunmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLETarihin unutulmaz anlarına tanıklık etmiş, önemli tarihi anlaşmalara ev sahipliği yapmış olan Vali Konağı Binası, 1883 yılında inşa edilmiştir.
1919 yılında Cenub-i Garb-i Kafkas Hükümeti’nin Şura Binası ve Kazım Karabekir Paşa’nın Karargâhı olarak kullanılan yapıda 1921 yılında Kars Antlaşması imzalanmıştır. 1923 yılından sonra Vali Konağı olarak kullanılmıştır.
Kuzey-güney doğrultusunda “U” plan şemasında tek katlı olarak inşa edilmiştir. Baltık mimari üslupta inşa edilen yapının ana caddeye bakan doğu cephesinin dışa taşkın orta kısmı yuvarlak kemerli, içe çekik yan kanatlarda ise dikdörtgen formlu pencereler Neo-Barok üsluptaki volütlü akantlardan oluşan kilit taşları ile vurgulanmıştır.
Neo-Rönesans etkili plasterler ile dikey olarak bölümlere ayrılan cephe Neo-Klasik üsluptaki metop ve triglifler ile Ampir üsluptaki dişli frizin yer aldığı parapet ile sonlandırılmış olup köşelerde yuvarlak kemerli alınlıklara yer verilmiştir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKars'ın eşsiz doğasının ve tarihi yapısının birbiri ile kucaklaştığı, Kars Kalesinin eteklerinde yer alan Otel Katerina Sarayı, kesin inşa tarihi bilinmemekle beraber Rus işgali döneminde, 1878-1918 yılları arasında askeri bir bina olarak yaptırıldığı kabul edilmektedir.
Uzun bir süre Tugay Komutanlığı’na bağlı karargâh binası olarak kullanıldıktan sonra 1998 yılında Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin Dekanlık Binası olmuştur. 2017 yılından beridir de otel olarak hizmet vermektedir.
Baltık mimari üslupta inşa edilen yapı günümüzde Katerina Oteli olarak hizmet vermektedir. Kars Kalesi’nin kuzey yamacında Kars Çayı’nın hemen yanına konumlandırılmış olan yapı dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Bina Neo-Klasik üslupta yapılmış, orta kanatta dışa taşıntı yapılarak girişi vurgulanmıştır.
Cephe yatay silmelerle katlara ayrılarak her iki katta da basık kemerli, kabartma kilit taşı ile vurgulanmış pencere açıklıklarına yer verilmiştir. Binanın köşeleri taşların girintili çıkıntılı olarak örülmesi ile hareketlendirilmiştir. Cephe düz silmelerden oluşan kornişler ile sonlandırılmıştır. İç mekân, girişte geniş bir hol ve bu hole bağlı koridorlardan oluşmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKesin inşa tarihi bilinmeyen yapının Rus işgali döneminde, 1878-1918 yılları arasında yaptırıldığı kabul edilmektedir. 1923 yılından sonra Kars Kız Mektebi olarak hizmet vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk, 6 Ekim 1924 tarihinde Kars’a gelişi sırasında yapıyı ziyaret etmiştir. 1970 yılında Atatürk Çocuk Kütüphanesi olarak işlevlendirilen yapı günümüzde de aynı amaçla kullanılmaktadır. Kuzey güzey doğrultusunda dikdörtgen planlı ve iki katlı olarak inşa edilmiş olan yapının düzgün kesme taşlarla örülmüş ana caddeye bakan batı cephesi Neo-Klasik üslupta düzenlenmiştir. Yatay doğrultuda uzanan silmelerle katlar belirlenmiş olup her iki katta da basık kemerli dikdörtgen pencere uygulamasına yer verilmiştir. Alt katta kuzeybatı ve güneybatıda yer alan iki giriş kapısının önündeki sundurmalar ile üst katta orta kısımda yer alan balkon çıkıntısında Art-Nouveau üslubunda ajur tekniğinde yapılmış bitkisel bezemeli şebekeler yapıya hareketlilik katmıştır. Doğu cephesinde ahşap balkon çıkıntısı iki kat yüksekliğindedir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKesin inşa tarihi bilinmeyen yapının Rus işgali döneminde 1878-1918 yılları arasında yaptırıldığı kabul edilmektedir. Cumhuriyetle birlikte bir dönem Ziraat Bankası tarafından kullanılmış ve 1984 yılında Öğretmen Evi olarak hizmet vermiştir. 2005-2014 yılları arasında ise Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuarı olarak kullanılmıştır. Baltık mimari üslupta inşa edilen yapı günümüzde İlim Yayma Cemiyeti Gençlik ve Kültür Merkezi olarak hizmet vermektedir. Baltık mimarisinin önemli temsilcilerinden olan yapı, doğu batı doğrultusunda caddenin köşesine konumlandırılmış, dikdörtgen planlı ve bodrum kat üzerine iki katlı olarak tasarlanmıştır. Binanın kuzeybatı köşesi pahlanarak yumuşatılmış ve dönem için karakteristik olan tepelik ile sonlandırılmıştır. Üst katta ise köşelere denk gelecek bölümlerde Art-Nouveau üslubunda balkon çıkıntılarına, pencerelerinin alınlık kısmında ise kabartma bitkisel bezemelere yer verilmiştir.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLEKaleçi Mahallesi’nde, Kars Çayı’na hâkim bir tepede bulunmaktadır. Güney sur duvarları üzerindeki burçta yer alan kitabesine göre 12. yüzyıl ortalarında Saltuklulardan Melik İzzeddin’in veziri Firuz Akay tarafından yaptırılmıştır. Ancak saldırı ve savaşlarla sık sık tahrip olan kale birçok kez onarım geçirmiştir. Osmanlılar devrinde, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle 1548 yılında ve ardından Lala Mustafa Paşa’nın 1579 yılındaki büyük imar faaliyetleri esnasında tamir edilmiştir. Karadağ’ın en yüksek noktasına kurulan İç Kale, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir plan şemasına sahiptir. İçerisinde; kale mescidi ve türbesi yanı sıra koğuş, kışla, cephanelik, sarnıç gibi diğer birimler bulunmaktadır.
DAHA AZ GÖRÜNTÜLE